Bozcaada'dan Merhaba...

Kışlar çabuk geçiyor.
Yıllardır her kış Bozcaada Sözlüğü'nü bitireceğim diye başlayıp, Mart ayında da pes etmekten bıktım.
Hem yazdıklarımı sabitlemek, hem de sizlerin katkılarıyla sözlüğe farklı renkler katmak için bu bloğu açtım.
Bozcaada Sözlüğü'ne katkıda bulunmak isterseniz, ki isteyin, "Nasıl Katkıda Bulunabilirim?" bölümünden ayrıntıları öğrenebilirsiniz. Başka önerileriniz varsa "Öneriler" bölümüne yazabilirsiniz.
Teşekkür ederim.
Melih Güney

10 Mayıs 2008 Cumartesi

ABURGA AHMET DEDE

ABURGA AHMET DEDE

Limana hakim bir tepe üzerinde yatar Aburga Ahmet Dede.
Gelene hoşgeldin der, gideni uğurlar çevresindeki 10 yoldaşıyla. Gerçi bu on mezar 18.yüzyıla tarihlenir ve Aburga Ahmet Dede'nin ne zaman yaşadığı tam bilinemez ama, biz onları yine Aburga Ahmet Dede'nin kurduğu rivayet edilen ama hiçbir kalıntısı günümüze ulaşmamış dergah müritleri olduğunu varsayalım.
Rivayet edilir ki; Çanakkale Boğazı çıkışında bir gemi fırtımaya yakalanır. Battı, batacak. Yan yatar. Geminin yatmakta olan tarafında beyaz sakallı bir ihtiyar kişi belirir. Bir omuz darbesiyle gemiyi önce batmaktan kurtarır, sonra da gemi Bozcaada önlerinde kayalara çarparak batar. Bu arada beyaz sakallı ihtiyar da dayanamayarak ölür. Ölmeden önce şu anda yattığı tepeyi göstererek "beni oraya gömün" der. Geminin kaburgalarından tutup batmaktan kurtardığı için midir, yoksa gemi kalıntısı uzunca bir süre yattığı burnun önünde kaldığı için midir bilinmez, ihtiyarın adı "Kaburga Ahmet Dede"ye çıkar. Sonra gel zaman, git zaman Aburga Ahmet Dede olur.

Madde Yazılış Tarihi: 09.05.2008
Yazan: Melih

1 yorum:

Kutlu Altay Kocaova dedi ki...

Aburga Ahmed Dede ya ad "Ebû Erkâ" Ahmed Dede, Bozcaada'nın mutasavvıfıdır. Hakkında fazla bir bilgi yok. Ancak Türkçe'de "aburga" diye bir kelîme yoktur. Aynı şekilde Arapça, Farsça gibi dillerde de bulunmamaktadır.

Erkâ, Arapça, "çok yükselmiş olan" demek. Hattâ dilimizde kullanılan "erkân" kelîmesi de, buradan geliyor. Dolayısıyla "Ebû Erkâ", "pek yükselmiş olanın babası" anlamına geliyor.

Burada "ebû", yâni "babası" kavramı, biyolojik bir babalığa vurgu olabileceği gibi daha büyük ihtîmâlle tasavvûfî anlamda bir babalığa işâret etmektedir. Yânî bu anlamda "Yükselmişlerin babası" Ahmed Dede diyebiliriz.

Kurmuş olduğu tekke ya da dergâhın, hangi târikâta bağlı olduğu bilinmemekle berâber tekkenin son iki şeyhi olan Şeyh Ahmed (dedemin dedesi) ile oğlu Şeyh Hüseyin'in (dedemin babası) Nakş-i Bendî olması dolayısıyla Ahmed Dede Tekkesi'nin Nakş-i Bendî olduğu düşünülebilir.

Blogta Markerly uygulaması vardır.
- Paylaşmak istediğiniz resmin üzerinde durun ve tıklayın.
- Paylaşmak istediğiniz metni belirleyin ve tıklayın.


Related Posts with Thumbnails